Tanımı: Evlilik yorgunluğu, evlilik sürecinde oluşan eşler arası yabancılaşma ve kopma sonucu ortaya çıkan fiziksel, duygusal ve zihinsel bir yorgunluk, bıkkınlık ve tükenmişlik halidir.

Şiddetli geçimsizlik yerine gelen bir kavram mıdır?

Şiddetli geçimsizlikte eşler arasında çatışmalar ve tartışmalar yoğun olup, bu tür evliliklerde egemen olan duygu öfkedir. Geçimsizlikte her iki eşin kendi haklılığını diğerine ispat etmeye çalışan tutumları vardır ve dolayısıyla yoğun bir enerjinin varlığını gözlemleriz.  Oysa evlilik yorgunluğunda eve hâkim olan sessizlik ve boşluk duygusudur. Enerji tükenmiş, çaresizlik daha da önemlisi umutsuzluk yerleşmiş ve aktiviteler azalmıştır.

 

Eşleri birbirine yabancılaştıran şey nedir?
Eşleri aynı evde yaşayan iki otelci haline getiren etkenlerin başında ortak amaçların, ortak değerlerin ve ortak aktivitelerin giderek azalması vardır. Eşler bir ekip ruhu ile hareket edememekte ve ortak hedefler yerine bireysel hedef ve amaçlar ön plana çıkmaktadır. “Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey” adlı kitabımda belirttiğim gibi bence evlilik “Ben’i koruyarak biz olabilmek”tir.
Evlilik yorgunluğunda eşler “ben”lerini özen ile korurken “biz” olmayı ihmal etmektedirler. Eşler bir ekip ya da takım ruhu ile hareket edememekte bu nedenle her iki eşte kendi amaçlarına, kendi seçtikleri rollere yönelmekte, farklı yaşam biçimleri, farklı çalışma saatleri hatta farklı ilgi alanları ve farklı arkadaşlıklar geliştirmekte ve giderek birbirlerine yabancılaşmaktadırlar. Daha da kötüsü mevcut sorunu uzunca bir süre görmezden gelmekte, sorun çözme doğrultusunda yardım arayışı içine girmemekte ve aralarındaki iletişimi azaltarak pek şikâyet etmeyen ancak mutlu da görünmeyen bir tablo çizmektedirler.

 

Temelde bu çiftlerde diğerlerine göre eksik olan nedir?
Temelde eksik olan duygusal yatırım. İlişkiyi ortak bir banka hesabı gibidüşünün. Her banka hesabı ancak yapılan yatırımlar arttıkça büyür. Bu banka hesabını ise bir “duygusal banka hesabı” gibi düşünün. Her iki eşte bu hesaba hiçbir yatırım yapmıyorlar, birbirlerine olumluları az söylüyorlar, takdir ve beğeniler hemen hemen hiç dile getirilmiyor, sürprizler hiç yok sevgi ifadeleri eksik. Yani hiçbir duygusal yatırım yok.

İyi bir ilişkide kökler ve kanatlar arasında denge olur. Kökler güveni, bağlılığı, şefkat ve sevecenliği temsil ederken, kanatlar bireysel gelişim, bireysel doyum ve özgürlüğü simgeler. Bazen eşler farklı hızlarda gelişiyorlar, birlikte büyümüyorlar ve dolayısıyla köklerini ihmal edip yalnızca kanatlarına yöneliyorlar. Evlilik çoğu kez rutin bir yaşantıyı getirdiğinden bence evlilik sanatı da rutinin içinde mutlu olma sanatıdır. Bunun için ise rutin’i bile farklı yollardan yapabilmek ve eğlenceli hale getirebilmek mümkün olabilir.

Son olarak evlilik yorgunluğu bence her zaman bir ilişkinin biteceği anlamına gelmez. Belki de eşlerin bu yorgunluğu fark etmeleri evliliklerine verilmiş bir şanstır. Ancak neyin yolunda gitmediğini fark edersek onu değiştirebiliriz.